TAKSİM PRELUDE HOTEL

İstanbul’un eğlence ve kültür merkezi olan Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’nde bulunmaktadır. Binamız 1836 da inşaa edilmiş olup, dünyanın en seçkin şehirlerinden biri olan İstanbul’un merkezi Taksim’de onlarca yıl ayakta kalmış bir kültür mirasıdır.

Geçirdiği restarosyon çalışması ile içine girdiğiniz andan itibaren tüm duyularınıza hitap eden, eski ile yeni arasında son derece ahenkli bir tezat sunmaktadır. Taksim Prelude Hotel’de tüm odalar ve alanlar son derece estetik şekilde konforunuzu düşünerek dizayn edilmiştir. Odalarında bulunan filtre kahve makineleri ile kahvenizi yudumlarken, lobisinde ve birçok odasında soğuk kış günlerinde, içinizi ısıtacak ve anılarınızda her zaman yeri olacak şömineleri yakabilirsiniz. Ayrıca en üst katında da tüm tarihi yarım adaya hâkim panoramik deniz manzarasına sahip, büyük bir terası olan oda bulunmaktadır. Odalarında kullanılan nevresim takımları en kaliteli kumaşlardan özel olarak üretilmiş olup misafirlerine konforlu bir uyku sunmaktadır.

Taksim Prelude Hotel Dünyanın en önemli çekim destinasyonu olan Taksim bölgesinde İstiklal Caddesi’ne 100 metre Taksim Meydan’ına 400 Metre uzaklıkta yer almaktadır. Çevresinde birçok restoran, sanat galerisi, alışveriş merkezi bulunan ve toplu taşıma araçlarına çok yakın bir konumda olan Taksim Prelude Hotel şehrin kalbinde konukları için mükemmel bir seçimdir.

Taksim Prelude Hotel, güvenin en büyük kalite olduğunun bilincinde, hizmet sektörünün kaidelerini benimsemiş personelini titizlikle seçer.

Şişhane ve Tünelbaşı’ndan başlayıp ana eksen olan İstiklal Caddesi’nin iki yanında yoğun bir yerleşim sergileyen Beyoğlu, burada ilk kez geniş perspektifli bir boşluğa ulaşır ve bu meydandan geriye, yani tekrar batıya (Sıraselviler) ve doğu yönüne denize (Ayaspaşa-Gümüşsuyu) ve kuzeye (Mete Caddesi ve Elmadağ) doğru giden caddelerle, kendisine ulaşmış olan insan ve taşıt hacmini, çeşitli yönlere dağıtır.

Bu boşluk ancak çok yeni tarihlerde bir meydan kimliği kazanmıştır. Fransız Elçiliği’nin buraya taşınması ile ilk kez Galata Surlarının dışına çıkan Frenk yerleşimi, orta ekseni oluşturan Grande Rue de Péra (İstiklal Caddesi) ile bugünkü meydana vardığı noktada sona eriyor, ondan sonra ilkel bir taş patikası bile olmayan toprak zeminli ve az ağaçlı geniş kırlıklar uzanıyordu.

Buraya giren ilk mimari eseri, Frenk ve Levanten çevresine hayli yabancı duran, klasik Osmanlı üslubunda bir su binasıdır. Her yerleşim yerinin olduğu gibi İstanbul’un da yaşamsal sorunu suydu. İstanbul bir deniz kenti olmakla birlikte bir vahaya dönüşmesinde özellikle 15. ve 18. yüzyıllar arasında yürütülen çalışmalar önemli rol oynamıştır. Galata ve Beyoğlu’nun 18. yüzyılın ilk yarısında giderek büyümesi karşısında mevcut su kaynakları yetersiz hale gelmişti.

Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi 7/24 hareketli, kıpır kıpır bir alan. Meydanın girişindeki büfeler sabaha kadar kapanmaz. Taksiler günün her saati ulaşım sağlar. Müzik, kalabalık, keşmekeş bitmez.

Gece her telden çalan barlarda, kulüplerde eğlendikten sonra, Sıraselviler’deki büfelerde ıslak hamburger, kaşarlı dürüm yenir, sabahın ilk ışıklarıyla evlere dönülür.